Banka Hesabını Başkasına Kullandırmak: Nitelikli Dolandırıcılık Suçunda Mağduriyet ve Hukuki Haklar
- A&B LEGAL
- 8 Tem
- 3 dakikada okunur
Güncelleme tarihi: 6 gün önce
Son yıllarda banka hesabını tanıdıklarına veya internetten tanıştığı kişilere kullandıran bireyler, farkında olmadan nitelikli dolandırıcılık suçunun parçası haline geliyor. Çoğu zaman “komisyonlu iş”, “kredi puanı artırma”, “bir kereye mahsus EFT yardımı” gibi söylemlerle ikna edilen kişiler, kendilerini bir anda sanık sandalyesinde buluyor. Oysa bu kişilerin birçoğu, herhangi bir suç kastı taşımadan sadece yardım ettiğini düşünüyordu. Bu makalede, böyle bir durumda hangi haklara sahip olduğunuzu, kendinizi nasıl savunabileceğinizi ve hangi hukuki yolları izlemeniz gerektiğini açıklıyoruz.
1. Kişinin Suç İşleme Kastı Olmadığı Halde Yargılama Neticesinde Kişi Aleyhine Mahkumiyet Hükmü Verilebiliyor.
Son zamanlarda özellikle gençler, öğrenciler veya iş arayan bireyler; banka hesaplarını başkalarına kullandırmaları nedeniyle nitelikli dolandırıcılık suçuyla karşı karşıya kalıyor. Sosyal medya ilanları, arkadaş tavsiyesi ya da tanıdık aracılığıyla gelen “banka hesabına para yatacak, sen sadece ileteceksin” gibi talepler, çoğu zaman yasal sorumlulukları beraberinde getiriyor.
Birçok kişi, suç işlendiğinin farkında bile olmadan hesabını kullandırdığı için ağır ceza yargılamalarına konu oluyor. Bu yazıda, böyle bir durumda kendini sanık olarak bulan ama suç kastı olmayan bireylerin nelere dikkat etmesi gerektiğini açıklayacağız.
2. Banka Hesabını Başkasına Vermenin Hukuki Sonuçları
Türk Ceza Kanunu’nda sadece "banka hesabını başkasına kullandırmak" şeklinde bağımsız bir suç tanımı yer almaz. Ancak bir banka hesabı, suç gelirlerinin transferinde kullanıldığında; hesabın sahibi, suçun bir parçası olarak değerlendirilebilir. Özellikle TCK m.158/1-f kapsamında, “bilişim sistemlerinin, banka veya kredi kurumlarının araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık” suçu gündeme gelir.
Bu suç, nitelikli dolandırıcılık olarak kabul edilir ve cezası 4 yıldan 10 yıla kadar hapis ile suçtan elde edilen menfaatin iki katından az olmamak üzere adli para cezasıdır.
Hesabını kullandıran kişi, uygulamada doğrudan doğruya fail olarak yargılanmaktadır. Ancak doktrinde, bu kişilerin "yardım eden" sıfatıyla yargılanabileceği, yahut dolandırıcılık suçunu işleme kastı olmadığı için haklarında beraat kararı verilmesi gerektiği şeklinde görüşler de mevcuttur.
3. “Hesabımı Kullandılar” Diyenler İçin Delil ve Savunma Yolları
Bu tür dosyalarda en kritik konu: Suç kastının olup olmadığıdır. Yani, hesabı kullandıran kişinin bilerek ve isteyerek dolandırıcılığa ortak olup olmadığı araştırılır. Bu nedenle savunmada şu unsurlar önemlidir:
Mesaj kayıtları: WhatsApp, Instagram, e-posta vb. platformlarda geçen konuşmalar,
Para hareketleri: Gelen-giden tutarlar, açıklamalar ve zaman çizelgesi,
Kimle tanışıldığı ve hangi vesileyle hesap kullanımı gerçekleştiği,
Bir suçun işlendiğini bilmediği ve bilebilecek durumda olmadığı,
Suçtan herhangi bir menfaat elde edilip edilmediği,
Kişinin geçmiş sabıka durumu ve sosyal çevresi.
4. Ceza Soruşturması ve Kovuşturmasında Dikkat Edilmesi Gerekenler
Ceza soruşturmasına dâhil olan bir hesap sahibi, çoğunlukla mağdur olduğunu ifadesinde belirtir. Ancak sadece beyan yeterli değildir. Etkin bir savunma stratejisi, sürecin doğru yönetilmesini sağlar.
Henüz soruşturma aşamasındayken “şüpheli” sıfatıyla ifade vermeden önce mutlaka bir avukatla görüşülmeli,
Hesap kullanımıyla ilgili tüm belgeler toparlanmalı,,
Bilgi sahibi olunan her detay açıkça anlatılmalı,
Gerekirse suç duyurusunda bulunularak asıl faillerin tespiti için iş birliği yapılmalıdır.
Ceza yargılamasında “şüpheden sanık yararlanır” ilkesi geçerlidir. Dolayısıyla mahkeme, sanığın suç kastı olduğuna kanaat getirmezse beraat kararı verebilir.
5. Örnek Olaylar ve Kararlar
Yargıtay, bu konuda birçok içtihat geliştirmiştir. Örneğin:
Yargıtay 11. Ceza Dairesi, 04.06.2024 tarihli, 2021/16966 E. ve 2024/7470 K. sayılı kararında; hesabını kartının iptal olduğunu söyleyen diğer sanığa, tanışıklık ve güven ilişkisine dayanarak kullandıran ve hesaba gelen paradan pay aldığı ispatlanamayan sanığın, dolandırıcılık suçundan beraat etmesi gerektiği vurgulanmıştır.
Fakat başka birçok kararda, sanıkların hesaplarına yatan paradan komisyon almış olmaları, benzer işlemleri daha önce de yaptıklarının tespit edilmesi gibi nedenlerle sanıkların kasten hareket ettiği sonucuna varılmış ve mahkumiyet hükümleri onanmıştır.
Bu tür kararlar, dosyanın somut delillerine göre farklılık gösterdiği için, mağdur olduğunu düşünen bireylerin mutlaka hukuki danışmanlık alması gerekmektedir.